Sürekli başkalarını suçlayıp duruyoruz.Ne yazık ki bunu yaparak kendi eksiklerimizi göremiyoruz.Neden kendimizi mükemmel,ideal olarak kabul ediyoruz?Neden herkes gibi kendimizin de kusurlarının olduğunu kabul edemiyoruz?Yoksa bunu yapmaktan korkuyor muyuz?İnsanın güvendiği dağlarda kar olduğunu kabul etmesi ne acı olur değil mi?Bencillik gözlerimize kat kat perde olmuş.Ne yazık...
Öfke,nefret,sevgi,heyecan...Bütün duygularımız hakikati görmemize mani oluyor zaman zaman.Sabır,sukunet ve sakinlik gerekiyor.Yoksa bu çirkin sularda sapmış pusulalarımızın ardından sürüklenmeye devam edeceğiz.
İnsanlar medya -özellikle Tv ve internet- aracılığıyla bireyselleştiriliyor,bencilleştiriliyor ve aşağılıklaştırılıyor.Mutualist ilişkiler ön planda.İnsanlar doğru düzgün arkadaş istemeye başladı bile.Peki kendileri doğru düzgün mü sormak lazım ya neyse.
Malumunuz 7 düvelin işgaline karşılık verip onları püskürtebilecek beraberliğe,vatan sevgisine sahip insanlar kazandı Kurtuluş Savaşı'nı.Bunun farkına varan "7 düvel" stratejisini "insanların birlik beraberliğini bozmak" olarak belirledi.Fazlasıyla da başarılı bir iş çıkarıyorlar.
Mahalle baskısı olarak nitelendirilen her ne kadar içinde "aşırılıklar" barındıran kavram da olmasa insanlar birbirine saygıyı,sevgiyi bitirecek kıvama geldi.Benim neslim ve onun birkaç nesil öncesinden itibaren ciddi bozulmalar mevcut.
Aklı başında olan,aydın bir insan bu durumun tamamiyle farkında.Lakin burada da şöyle bir tehlike mevcut:KİBRE DÜŞMEK.Aydın insanlar kibre düşüp kendilerini üstün tutabiliyor ötekilerden.Sanki kibre düşerek doğru yoldan sapmadılar.
İnsanların arasına uçurumlar sokuluyor.Zenginle fakir,Türle Kürt,doğulu batılı,Atatürkçü dindar,A cemaatli B cemaatli,A partili B partili,sağcı solcu...İnsanları ortak paydalarda birleştirmek lazım.En temel ortak payda ise İNSAN.
"Yaratılanı seveceksin yaratandan ötürü.
Öyle bir sevgiye sahip olacaksın ki "Ne olursan ol,gel." diyebileceksin.
Ahlaklı olmak,dürüst olmak ve daha nice kavramlar -şu anlık pek göstere göstere yapılmasa da- kötüleniyor.Bencillik,kurnazlık,edepsizlik ise hızla bu kavramların yerini alıyor.
Bunları düşündükçe benim içim acıyor.Öyle büyük bir bozulma var ki...Bunu düzeltemeyecek olma hissi,o çaresizlik beni bitiriyor.
Kendini bu illüzyona kaptırmış biri bunları okuyunca yazılanların çok saçma olduğunu düşünerek gülüp geçecektir.Akvaryumda doğmuş bir balığa okyanusların sonsuz genişliğini anlatamazsın elbet!
Umarım çok fazla kişinin canı yanmadan bu illüzyon bir şekilde gerçeğin ışıklarına maruz kalarak yok olur!